27 Mayıs 2015 Çarşamba

KALP YOLUNU SEÇER - JENNİFER PROBST



Adı : Kalp Yolunu Seçer
Yazar : Jennifer Probst
Çeviri : Asena Çakmak Özdemir
Yayınevi Nemesis Kitap




Julietta Conte, tam bir işkoliktir.

Conte ailesinin gerçek aşkı bulamamış, Milan'daki harika dairesinde yaşarken aile şirketlerini de yönetmekle meşgul son bekarıdır. Hayatının merkezinde sadece iş vardır.

Conte ailesinin Julietta hariç neredeyse bütün bireyleriyle tanışan Sawyer Wells ise Julietta'nın hayatına, mümkün olan en doğru yerden girer: iş.

Açacağı butik oteller zincirinin pastane işlerini alması için Julietta'ya getirdiği teklif, reddedilemeyecek kadar başarılı bir projedir. Ancak işkolik kızımız bu teklifi kabul ederek hayatına sadece başarılı bir iş sözleşmesi katacağını zannederken yanılmaktadır. 
(Tanıtım Bülteninden)


YORUMUM 


Jennifer Probst'un Marriage to a Billionaire serisinin 4. kitabı, ilk üç kitabı okumuş biri olarak öncelikle yazarın BDSM 'ye kaymasına şaşırdığımı söylemem gerek. Romantik kategorisinde kalsaydı ne kaybederdi bilmiyorum. Seride bu sefer Conte ailesinin iş kolik ferdi Julietta 'nın aşkı bulması anlatılıyor. Seriyi okumayanlar için küçük bir açıklama yapmak gerekirse :) İlk kitaptan itibaren kitabın kadın kahramanlarının eline bir büyü kitabı geçmesi ve içinde yer alan aşk büyüsünü yapmaları üzerine kurgulanmış hikayelerden oluşuyor. Her kitap ayrı ayrı okunabilir birbirinin devamı değil ancak sıralama her zaman tercihim. 

Kitabımıza gelecek olursak, Julietta cinsellikle ilgili sorunları olan, bütün dünyası iş olmuş başarılı biri. Ancak duygusal olarak bir o kadar başarısız. Üstelik ailedeki bütün fertler yuva kurduğu ve çoluk çocuğa karıştığından annesinin bütün ilgisi ve beklentisine sahip. Sawyer ise seri boyunca yer alan bütün erkek kahramanlardan daha sorunlu ve geçmişi daha şanssız. Duygusal açıdan iki sorunlu kişinin hikayesi olarak serinin diğer kitaplarından hem daha duygusal, hemde kahramanların cinsel tercihlerinden dolayı daha erotik. 

Mutlaka okunması gerek diyemesem de boş vakit varsa okunurlar listesinde yer alabilir. Zaman geçirmek için kolay okunur bir kitap aranırsa gayet iş görür. :)))) 

Puanım: 10/6










26 Mayıs 2015 Salı

Mia Sheridan - Başka Dilde Aşk



                                                          

 Mia Sheridan - Başka Dilde Aşk


Özgün Adı: Archer’s Voice
Çevirmeni: Hanife Albayrak
Yayınevi: Yabancı Yayınları
Türkiye Yayın Tarihi: Mayıs 2015
Sayfa Sayısı: 392



New York Times, USA Today ve Wall Street Journal Çoksatan Romanı Başka Dilde Aşk,
Korkunç bir gecenin hatıralarına zincirlenmiş bir kadının ve sevgisiyle o zincirleri kırabilecek adamın hikâyesi. Geçmişin acı yüklü izlerini taşıyan sessiz bir adamın ve sesini bulmasına yardım edebilecek kadının hikâyesi. Acının, kaderin ve aşkın iyileştirici gücünün hikâyesi… 
“Kusursuz ve dokunaklı anlatımıyla, Bree ve Archer’ın yürek burkan ama gerçekten büyüleyici aşk hikâyesi içinizi ısıtacak.” –Natasha is a Book Junkie 
“Duygusal, etkileyici ve kesinlikle farklı… Okumaya alıştığınız her şeyden öylesine farklı ki… Kesinlikle kaçırılmaması gerekiyor!” –Aestas Book Blog 
“Ayaklarınızı yerden kesecek, duygusal ve romantik bir hikâye.” –Totallybooked Blog


Yorumum ; 

Archer Hale, 7 yaşında yaşadığı kaza sonucu ses telleri zedelenmiş konuşamıyordur, insanlarla iletişim kurmak için işaret dilini kendi kendine öğrenmiştir.. Yedi yaşından sonra  on altı yaşına kadar amcası tarafından büyütülmüş ama hiç insan içine karışmamıştır her şeyi kendi kendine yapmaya alışmış kendine güveni olmayan, kendisini lanetlenmiş bir kişi olarak görmekte.

Kazanın üzerinden on altı yıl geçtikten sonra yirmi üç yaşında çok yakışıklı bir adam haline gelmiş olsa bile bunu göstermesini bilmeyen, insanlarla iletişim kuramayan, kasaba tarafından dışlanmış bir genç.

Bree Prescott bir uyuşturucu manyağı tarafından babasının gözlerinin önünde öldürülmesi, ve en yakın arkadaşı dediği kişinin kendisine aşık olduğunu öğrendikten sonra yaşadığı üzüntü ve şok sunucu şehri bırakıp ailesi ile küçükken tatile geldiği kasabaya kaçmakta bulur kendisini.

Yaşadığı üzüntüden kaçmak için geldiği küçük kasabada onun gibi trajik olaylar yaşamış yakışıklı Archer a aşık olur.


Keyif alarak severek okudum, dram yönü kuvvetli olan kitaplardan. Kitapta bu iki karakterin yaşadığı üzüntüleri zorlukları birbirlerine destek olmalarını, kendilerini tedavi etmelerini, dışlanmışlıkları daha birçok duyguyu okuyorsunuz.

Her iki karakteri de çok sevdim erkeğin baskın olmadığı hatta ezik olduğu hikaye zor bulunur bu da o kitaplardan birisiydi.

Cinsellik bence hiç abartılmamış aksine o zorlukları yaşamış, topluma hiç karışmamış bir gencin cinselliği öğrenmesi de bir bakıma anlatılmış kitapta. Hatta son zamanlarda çıkan birçok sevişgengil kitaplarına nazaran çok daha dozundaydı, hemen hemen her sayfada cinsellik okumuyorsunuz.

Severek okudum tavsiye ederim.


 Puanım : 10/8


22 Mayıs 2015 Cuma

DUBLİN CADDESİ - SAMANTHA YOUNG



Kitap Künyesi 

Kitap Adı: Dublin Caddesi
Özgün Adı: On Dublin Street
Seri: Dublin Caddesi #1
Yazarı: Samantha Young
Çevirmeni: Deniz Ece
Yayınevi: DEXPlus
Türkiye Yayın Tarihi: 19 Eylül 2013
Sayfa Sayısı: 364
Goodreads: 4.31


Joss geçmişte yaşadığı acıları bir kutuya kilitleyip her şeyi unutmak için Amerika’dan iskoçya’ya yerleşmişti ve şimdi yeni bir ev arıyordu.

Bulduğu ev Dublin Caddesi’ndeki havalı binalardan birindeydi.
Yolda bir adamla karşılaştı.
Takım elbiseli, bronz tenli, çıldırtıcı İskoç aksanlı, maço tavırlı, seksi bakışlı Braden’la.
Joss, Braden’ın her zaman kolunda taşıdığı Barbşe kılıklı kızlardan biri değildi, olmaya da hiç niyeti yoktu. 



Ama insan arzularına nereye kadar gem vurabilir? 
Kalbiniz başka, beyniniz başka şey söylüyorsa, hangisinin sözünü dinlesiniz?



TRAJEDİ. SEKS. TUTKU. KAHKAHA. KISKANÇLIK.

(Tanıtım Bülteninden)

Yorumum

Ana kahramanımız Jocelyn Butler, yada kendisine söylenmesini istediği gibi Joss ile henüz lise öğrencisiyken anne ve babasının trajik ölümün haberini almasıyla tanışıyoruz. Daha sonra kitap zaman atlaması ile sekiz yıl sonrasına gidiyor. Okurken anlıyoruz ki çok fırtınalı bir ergenlik geçiren Joss 18 yaşını doldurduğunda Amerika'dan annesinin ülkesi İskoçya - Edinburg'a taşınıyor. Eğitimini tamamladıktan sonra bir taraftan yazar olma hayalinin peşinden giderken bir taraftan da barmen olarak çalışıyor. Aslında ailesinden kalan yüklü bir mirası var ama onu kullanmakta çok da gönüllü değil. 

Ev arkadaşının taşınmasından sonra yeni bir ev ve ev arkadaşıyla birlikte hiç de alışık olmadığı bir sosyal çevrenin içinde buluyor kendini. :) Ailesini ve sevdiklerini kaybetmesini kendisine bağlayan Joss insanlarla ilişki kurmaktan kaçınan soğuk bir insan olarak davranıyor. Eğer hiç kimseyi sevmezse onları kaybettiğinde üzülmeyeceğini düşünen ve bu şekilde davranan bir karakter. Ancak yeni ev arkadaşı Ellie çok tatlı ve samimi bir kız bu da Joss'un kabuğunun yavaş yavaş kırılmasında büyük bir etken. Ancak çok daha büyük bir etken var ki o da evlere şenlik :) Ellie'nin abisi Braden, ilk karşılaşmalarından itibaren - ki cidden komik bir karşılaşma-  Joss'un peşinde ve bir an olsun nefes aldırmıyor. 

Dram yönü kuvvetli bir kitap, iki karakterin de geçmişten gelen sorunları ve yaraları var. Bu nedenle ilişkileri sürekli diken üstünde ilerliyor özellikle Joss tarafında. Yine de bir çok kitapta okurken yaşadığım eee bu kadarı da fazla gibi bi his uyanmadı. 

Karakterleri çok sevdim. Ana karakterler dışında yan karakterler de çok sevimli ve yerli yerinde anlatılmıştı. Özellikle Ellie çok sevilesi bir karakter. :)

İçinde bir miktar cinsellikte var, ancak şu sürekli sevişen kitaplardan değil. En azından iki sayfada bir sevişme sahnesi yok. Bu da benim açımdan bir artı. Kitap tabi ki mutlu son, zaten bu tarz kitapların başka türlü bitmesi tam bir hayal kırıklığı olur diye düşünüyorum. 

Serinin ikinci kitabını önce okuyarak sıralamayı bozmuş bi insan olarak iki kitabı da çok beğendim. Ayrı ayrı okunmasında bi sakınca olduğunu düşünmüyorum. 


Puanım: 10/8

18 Mayıs 2015 Pazartesi

LONDRA CADDESİ - SAMANTHA YOUNG


Adı: Londra Caddesi
Yazarı : Samantha Young
Sayfa Sayısı : 472
Yayıncısı : Dex


Dublin Caddesi'nde Joss ve Braden'ın aşkıyla baştan çıkmıştınız... Londra Caddesi'nde ise Johanna ve Cameron ile ihtirası doruklarda yaşayacaksınız. Johanna'nın alkolik bir annesi ve bakması gereken küçük bir erkek kardeşi vardı. Babası alıp başını gitmişti, evi geçindirmek Johanna'ya kalmıştı. Artık sadece kardeşi için yaşıyordu. Erkek arkadaşlarını da bu yüzden zenginlerden seçiyordu. Kendi arzuları onun için önemsizdi. Pasaklı kotu, dövmeleri ve hırpani tişörtüyle şehrin en seksi serserisi Cameron hayatına girdiğinde Johanna'nın bütün ezberi bozuldu. Onu öylesine çok arzuluyordu ki, kalp atışlarını bile bir türlü dizginleyemiyordu. Cameron, barda birlikte çalıştıkları bu mesafeli görünen seksi kızılın sakladığı sırlarını açığa çıkarmaya kararlıydı... Teker teker savunma kalkanlarını indirecekti... Johanna çırılçıplak kalıncaya dek!..


"Aşırı seksi bir kitap bu. Hem kahramanın kendini bulma ve güçlenme yolculuğuna da bayıldım. Londra Caddesi'ni tüm kalbimle tavsiye ederim."
-USA Today-
(Tanıtım Bülteninden)



Yorumum 

Serinin ilk kitabı Dublin Caddesi, henüz onu okumadım zaten birlikte okunması gereken serilerden değil. Her kitap ayrı bir hikaye :)  En kısa sürede okunacaklar listeme ilk kitabı da almış bulunmaktayım. 

Kitabın tanıtımında da yer aldığı üzere Johanna'nın cidden zor bir hayatı var. Alkolik annesiyle uğraşması yetmezmiş gibi geçmişten gelen korkuları ve kendi yaşadıklarını yaşamaması için uğraştığı bir kardeşi var. Kardeşine bağlılığı ve onun için yaptıkları Johanna namı diğer Jo' yu daha az yargılamama neden oldu. Cameron görünüş olarak asi ve güvenilmez bi adam gibi dursa da ilk izlenim dışında hep şefkatli, korumacı ve sevecen. Jo' ya göre çok daha normal bi çocukluk ve gençlik geçirmiş. 

Kitapta en sevdiğim kısım uzun zamandır yayınlanan kitaplarda ki klişelerden kaçınmış olması. Artık pazardan satılır gibi her kitapta biten ultra zengin, yakışıklı Ceo'lardan yok :))) Onun yerine normal işi olan hatta iş arayan harcamalarını planlamak zorunda kalan karakterler var. :) 

Tabi ki sinir olduğum bi çok yer de var. Özellikle eski sevgili mevzuya bakışları ve davranışlarını çok itici buldum. Bi de şu her şeyi yaşayıp Seni Seviyorum söyleme olayını niye büyütürler anlamıyorum. 

Dram yönü kuvvetli ama iyi yazılmış akıcı bir kitaptı. Yazarın kalemini cidden beğendim. En azından farklı bir şeyler okumak isteyenler için güzel bir alternatif olduğunu düşünüyorum. 

Puanım: 10/8 

14 Mayıs 2015 Perşembe

GEORGİA CATES-ACITAN GÜZELLİK

Üç ay sürmesi konusunda anlaşmıslardı... Ama aşkları sınır tanımayacaktı.


Jack McLachlan nam-ı diğer Mağara Adamı, Avusturalya'nın en gözde bekârlarından milyoner bir şarap üreticisiydi. Başarısı, ünü ve zenginliği, romantik ilişkilerini karmaşık ve sorunlu bir hale getiriyordu, bu yüzden basitliği seçiyordu: isimsiz, kısa ilişkiler.

Bu onun oyunu ve kurallarıydı. Ta ki Laurelyn Prescott hayatına girene kadar.


Ateşli oyunun kuralları değismek zorunda kaldı, çünkü genç kadın öncekilere hiç benzemiyordu. Amerikalı nefes kesici müzisyenle iliskisi basladığı andan itibaren Jack'in ayakları yerden kesildi. Hiçbir sey planladığı gibi gitmemeye basladı ve Jack kuralları birer birer kendi elleriyle yıkmak zorunda kaldı.



Ve Laurelyn, mümkün olmayanı, mümkün kıldı.

(Tanıtım Bülteninden)


GEORGİA CATES-ADANMIŞ GÜZELLİK

Üç ay birbirlerini hiç görmediler.. Laurelyn, Jack'i terk etmişti ama Jack pes etmeyecekti. Bedenleri öylesine susamıştı ki...

Laurelyn, Amerika'ya döndüğünde, müzik kariyerine kaldığı yerden devam etmeye karar verdi. Ama işler hiç de istediği gibi gitmedi. Ahlaksız tekli? er ve Jack'in özlemi, onu yerlebir etti ama çok geçmeden küçük de olsa bir ümit ışığı beliriverdi.

Avusturalya'nın en zengin ve yakışıklı bekârı Jack ise önce başka kadınlarda aradı mutluluğu ama Laurelyn'siz nefes bile alamadığını fark ettiğinde soluğu Amerika'da aldı. Fakat soyadını bile bilmediği bir kadını nasıl bulacaktı?

Bir kadın ne ister? Şöhret? Para? Kariyer? Aşk? Şehvet?..
(Tanıtım Bülteninden)
Lourelyn,yaşadığı kötü ilişkiden sonra kafasını dinlemek için en yakın arkadaşıyla gittiği Avustralya seyahatinde Jack'le tanışır.Jack Avustralya'nın zengin ve gözde bekarıdır.Kadınlarla gerçek isimlerini bilmeden anlaşma yaparak birlikte olmaktadır.Lourelyn üç aylık anlaşma yaptığı Jack'in tüm kurallarını tepetaklak eder.Jack Lourelyn'e aşık olur ama üç aylık anlaşma sona ermek üzeredir.Lourelyn anlaşma biter bitmez evine döner.Sadece adını bildiği sevdiği kadını üç ay boyunca arayan Jack sonunda onu bulur.Lourelyn müzik kariyerine kaldığı yerden devam etmiştir ve ünü gün geçtikçe artmaktadır.Ama jack'e olan aşkı ve özlemi hiç dinmemiştir.Şimdi Jack'in tek isteği Lourelyn'i alıp evine ait olduğu yere götürüp sonsuza dek mutlu olmak.Lourelyn'in bir karar vermesi gerekiyor.Çok çalışıp inşa ettiği müzik kariyerinde şöhret yolunda ilerleyecek mi yoksa her şeyi geride bırakıp sevdiği adamla evlenecek mi?

Jack ve Lourelyn'in hikayesini beğendim.Sade dille yazılmış basit bir aşk hikayesiydi.Cinsellik de dozunda anlatılmış.Ama seri olması kötü.Yazar ilk kitapta final yapıp bitirmeliydi diye düşünüyorum.İkinci kitabı gereksiz buldum ki üçüncü kitabında olduğunu öğrendim.İlk kitaptan sonra açıkçası sıkıldım diyebilirim.Gereksiz yere uzatılan konular romance tadındada olsa bıkkınlık veriyor.Okunabilirmi?Evet bu türü sevenler beğenecektir.Benim için ikinci kitapla birlikte bu hikaye son bulmuştur.Devam kitabı eziyet olur ancak :D

12 Mayıs 2015 Salı

KİTAP YORUMU



NATASHA BOYD-AŞKA VARMISIN ( EVERSEA-1 )
"Eğer geleceğimde olacağını bilseydim, tamamen farklı bir yaşam seçerdim." ?

...kokusunu derin derin içime çektim. Sonra ağzımı kulağına yaklaştırdım. "Eğer farklı bir yaşam seçseydin, beni hiçbir zaman bulamazdın."

Sorumlulukları ve kendine olan güvensizliğiyle boğuşan, güneyli bir genç kız... ?Her şeyini kaybedebileceği son skandalından kaçan, Hollywood'un en gözde megastarı...?Onları sonsuza dek değiştirecek, tesadüfi bir karşılaşma, imkânsız bir birliktelik ve masalsı bir aşk hikâyesi...
(Tanıtım Bülteninden)


NATASHA BOYD-SONSUZA KADAR ( EVERSEA-2 )

"Jack ve Keri Ann'in hikâyesi devam ediyor…"

Nicholas Sparks'ın Not Defteri sayesinde Noah Calhoun ile tanıştınız. Jamie McGuire sizlere Travis Maddox'u sundu. Ve şimdi sıra Jack Eversea'de, ayaklarınızın yerden kesilmesine hazır olun…

"Boyd, bir kere daha sizi büyülüyor."
- A Bookish Escape-

"Kayıpların, kalp kırıklığının ve aşkta ikinci şansın etkileyici hikâyesi."
-Tome Tender Book Blog

"Acının, öfkenin ve saf aşkın enfes karışımı." 
-All Romance Reviews

"Kesinlikle 5 yıldızı hak ediyor."
-Sizzling Pages Reviews-

Hollywood yıldızı Jack Eversea, Carolina sahilindeki küçük kasabaya adım attığında, Keri Ann Butler'ın masum kalbine bir anda girmiş ve yedi ay sonra kasabadan ayrıldığında, geride kanayan bir yara bırakmıştı. 

Jack en yakınındakiler tarafından ihanete uğramış, aldatılmış ve tehdit edilmişti ve neredeyse kariyerinden olacaktı. Aynı zamanda, belki de hayatındaki tek "gerçek" şeyin de parmakları arasından kayıp gitmesine izin verdiğinin farkındaydı. Ama elleri bağlıydı; bunun olmasını engelleyememişti… En azından şimdiye kadar.

Şimdi Jack geri döndü ve gerçek aşkının kalbini kazanmaya kararlı. Peki, ama Keri Ann'i, hem Jack'e hem de istediği her şeye, sonsuza kadar sahip olabileceğine inandırabilecek miydi?
(Tanıtım Bülteninden)
Ünlü Hollywood yıldızı Jack Eversea'nin küçük kasabalarına kaçması Keri Ann'in hayatını değiştirir.Mutlu mesut kasabasında garsonluk yapan Keri Ann,muhteşem Jack Eversea'nin etkisine girer ve birbirlerine aşık olurlar.Mutlulukla geçen günler aniden son bulur çünkü Jack'in bir zamanlar beraber olduğu ve hala reklam anlaşması olarak kağıt üzerinde sürdürdüğü ilişkisi aralarına girer.Eski sevgili hamile olduğunu idda eder ve basında büyük yankı bulur.Keri Ann bu dünyaya ait olmadığını ve bu ilişkinin yürümeyeceğini anlar çünkü Jack geldiği gibi kasabayı ve Keri Ann'i terkedip gitmiştir.Şimdi kalbindeki bu acıyla Jack'i unutmak ve yoluna devam etmek çok zor.Ama bilmediği bir şey var.Jack onu deliler gibi seviyor.Tek istediği Keri Ann'i kullanarak kendisini tehdit eden herkes ve herşeyden kurtulup aşkını geri kazanmak.Evet Jack geri döndü.Ve Keri Ann'in kalbini tekrar kazanıp ona olan aşkını ispat edecek.

Eversea serisi güzel,akıcı ve eğlenceli bir kitaptı.İlk kitap başlarda çok yavaş gitti ve sıkılmaya başlamıştım.Ama Jack ve Keri Ann'in aşkları öyle bir noktaya geldi ki kitaba mıhlandım resmen.
Jack karakterine bayıldım yazar öyle bir anlatıyor ki kaşı,gözü,endamı,kasları derken hoppp aşık oluyorsunuz.Aralarındaki ilişkiyi vıcık vıcık anlatmamış yazar.Hemen yatağa girmiyorlar yani.Hatta artık girselerde bu gerilimden kurtulsak bile diyebilirsiniz.İlk kitabı bitirdiğimde ikincisini merakla bekledim.Eğlencelik okunacak yalın bir aşk hikayesi.Çerezlik okumak isteyenler için ideal bence.







10 Mayıs 2015 Pazar

KARMAKARIŞIK - EMMA CHASE



KARMAKARIŞIK 

Zengin, yakışıklı ve kendini beğenmiş Drew Evans ile güzel, zeki ve hırslı Katherine Brooks buluştuğunda işlerin karmakarışık hale gelmesi şaşılacak bir şey değildir.


Drew Evans'ın işi, milyon dolarlık anlaşmalar yapmak ve New York'un en güzel kadınlarını tek bir gülümsemeyle baştan çıkartmaktır. Peki, öyleyse neden yedi gündür evden dışarı çıkmıyor? Neden mahvolmuş, sefil bir halde ve depresyonda? Ona sorduğunuzda size sebebinin grip olduğunu söyleyecektir fakat hepimiz bunun doğru olmadığını biliyoruz.


Katherine Brooks, Drew'un babasının yatırım bankacılığı firmasında işe başladığı anda gösterişli playboyun hayatındaki her alanın bir karmaşaya sürüklenmesine sebep olmuştur. Profesyonel alandaki yarışları Drew'un cesaretini kırıyor, Katherine'e karşı hissettiği çekim dikkatini dağıtıyor ve onu yatağa atma girişimlerindeki başarısızlığı ise tamamen sinirlerini bozuyordur.


Nasıl oluyordu da kadının biri çıkıyor ve ağzı iyi laf yapan çapkın bir adamı mahvolmuş, umutsuz biri haline getirebiliyordu? Hayatta asla sahip olmak istemediği tek şeyi gerçekleştirerek.


'Karmakarışık' dünyada en çok kullanılan kitap sitesi Goodreads'de yapılan oylamalar sonucu 2014'ün en iyi çıkış yapan kitabı seçilmiştir.
(Tanıtım Bülteninden)


Sayfa Sayısı: 433


Baskı Yılı: 2015



Dili: Türkçe
Yayınevi: Ephesus Yayınları



!!!!!!!!YORUMUM  !!!!!!!!!

Gelelim yeni romantik komedi kitabımızın yorumuna. Oldukça eğlenceli ve güzel yazılmış olduğunu baştan söyleyeyim. Kitap henüz ülkemizde yayınlanmadan önce orijinal dilde okuyup yorumlayanlardan büyük bir beklenti içine girdiğim doğrudur. Büyük çoğunlukla karşıladı beklentimi,  hayal kırıklığı olmadı bir çok kitap gibi. 

Bir çok romantik komedinin aksine kitap kadın ağzından değil erkek tarafından anlatılması iyi olmuş. Birbirinin benzeri copy paste bir hikaye olmaktan kurtarmış anlatımı. Kitaptaki esprili dil yazarı daha çok sevmeme neden oldu, karakterler oldukça komik ve hazır cevaptı. Ne fazla ne eksik  espriler yerinde ve dozunda olmuş. Olayları anlatırken Drew'in verdiği örnekler kahkaha atmama neden oldu. 
Drew havalı, zeki ve müthiş kariyeri olan biri, bunun karşılığında Kate 'de çok güçlü bir karakter. Birbirlerine çok denkler hiç aşağı kalır yanları yok. Yan karakterlerde hiç sıkıcı olmadan hikayeyi zenginleştirmek için kullanılmış. 

Son dönemde okuduğum iyi yazılmış kitaplardan. Sıkılmadan iyi vakit geçirmek için birebir. Tabi ki son moda erotik sosla hazırlanarak servis edilmiş. Keşke daha az erotizm içerse de herkese gönül rahatlığı ile tavsiye edebilsem. Yine de sonuç olarak okunmasında fayda var derim. 

Puanım: 8